Bilindiği üzere, İYUK madde 7 uyarınca, İdare Hukukunda dava açma süresi 60 gündür. Söz konusu sürenin işlemeye başladığı tarih ise, konumuza özel olarak değerlendirildiğinde, ilgili idari kuruma yapılan başvurunun ret veya zımni ret sayıldığı tarihtir. Zımni ret ise, ilgili idari kurumun başvuru karşısında sessiz kalması durumunda, başvuru tarihinden itibaren 60 gün geçince ortaya çıkan durumdur.
İlgili idari kurumun ret cevabının, başvurucuya ulaştığı tarih veya zımni ret sayılması tarihinden itibaren 60 gün içerisinde yetkili İdare Mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Ancak, söz konusu 60 günün kaçırılması ve açılan davanın süre yönünden reddedilmesi halinde, dava açma süresinin canlandırılması mümkün müdür?
Aşağıda yer alan Danıştay Kararı uyarınca, ikinci bir başvuru sonrası açılan idari davada; daha önce açılan ve süre yönünden reddedilen davanın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve bu sebeple ikinci açılan davanın esasına yönelik incelemeye geçilmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir.
“Uyuşmazlıkta, daha önce Ankara .. İdare Mahkemesinin 2012/…. E. sayılı esasına kayden açılan dava ile bakılan davanın taraflarının, sebebinin ve konusunun aynı olduğu açıktır. Ancak 2012/…. E. sayılı dosyada, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen karar kesin hüküm niteliği taşımadığından, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilebilmesi usul hükümlerine uygun açılmış bir davanın varlığı halinde mümkün olduğundan, bakılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle, bir kararın kesin hüküm teşkil edebilmesi için, davanın esastan reddinin gerektiğine vurgu yapmaktadır.
Eğer daha önce açılan dava usulden reddedilmiş ve uyuşmazlığın esası incelenmemiş ise; ikinci başvurunun reddi/zımni reddi üzerine açılan davanın esasının incelenmesi gerekmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken ikinci husus ise; ilgili idari kuruma yapılan başvurunun da çerçeve süre olan, “eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde” olması gerektiğidir.
Av. Merve UĞURSU